- Pişirilecek yeşil sebzelerin rengini az kaybetmeleri için, önce bol buzlu suda bekletilir.
- Soğanlara biraz un serpilirse, kavururken kararmaz.
- Böreğin üzerinin daha çok kırmızı olması için, hamur üstüne yumurta veya yoğurt sürülür.
- Domatesi kolay soymak için, bıçağın sırtıyla, kabuklar, soyulacak yönün tersine sürtülür, yahut kaynar suda bekletilir.
- Patlıcanın acısını almak için, soyunca tuzlu suda bekletilir.
- Yoğurdun bütün vitamin ve mineralleri suyundadır.
- Salata ve marulun yapraklarını doğramak yerine, elle koparılırsa vitamin kaybı önlenir.
- Çikolata sosu hazırlarken içine biraz kahve konursa, tadı çok daha değişik bir hal alır.
- Yumurtaları kolayca soymak için, kaynar sudan çıkarıldıktan sonra hemen soğuk suya tutulup biraz bekletilir.
- Cam tencerede yemek pişirirken, kapağın buharlaşmaması için iç yüzeyi limon kabuğu ile silinir.
19 Mart 2014 Çarşamba
Ev için pratik bilgiler...
Sağlık Öğütleri
Prof Dr. Erkan Topuz'dan önemli sağlık öğütleri:
- Günde en az 6-7 saat karanlık odada uyumalı.
- Elektronik araçlardan uzak durulmalı.
- Telefonda çok kısa konuşmalı.
- Vücudu sabunla temizlemeli ve bol bol durulamalı.
- Zaman zaman yalın ayakla toprakta yürümeli.
- Gece, televizyonu ve bilgisayarı fişten çekmeli.
- Cep telefonunu uyurken uzağa koymalı.
- Haftada 4 defa balık yemeli. (Mümkünse kılçığı ile)
- Günde 2 domates yemeli veya suyunu içmeli.
- Kepekli veya çavdarlı ekmek yemeli.
- Tuz kullanmak isteniyorsa kaya tuzu kullanmalı.
- Sabah zeytinyağı içine kekik, nane, köri, koyup yemeli.
- Haftada en çok 2 defa kırmızı et yenebilir.
- Yün veya pamuk yorgan yastık kullanmalı.
- İç çamaşırlar satın alındığında, kaynatarak kullanmalı.
- Teflon yerine; cam, çelik, porselen kaplar kullanmalı.
- Ayakkabı ile evde dolaşmamalı.
- Organik ürünler ve sebze, meyve mevsiminde tüketilmeli.
- Zeytin, yağsız keçi peyniri bol bol yemeli.
- Haftada en az 1 köy yumurtası tüketmeli.
- Devamlı elma sirkesi kullanmalı.
- Ceviz, kuru erik, böğürtlen, çilek tüketmeye çalışmalı.
- Kızartma yerine buğulama ve haşlama yemeli.
- Elmayı kabuğu ve çekirdeği ile yemeli.
- Sebze-meyve, elma sirkeli suda 20dk bekletip durulanmalı.
- Havuç, maydanoz, brokoli, karnabahar, ıspanak, lahana, turp, rezene, tere tüketmeye çalışılmalı.
- Kara üzüm, karadut, böğürtlen şurubu, ananas tüketmeli.
- Süt ve yoğurt bol bol yemeli.
- Fındık, fıstık, cevizi kabuklu alıp günlük kırarak tüketmeli.
- Mevsiminde bol bol karpuz yemeye çalışmalı.
- Alkollü içki, uyuşturucu ve sigaradan uzak durmalı.
- Meyve suyu yerine taze meyve tüketmeli.
- Oksijenli yerde günde en az yarım saat yürümeli.
- Üç beyaz; un, şeker ve tuzdan uzak durmalı.
- Bütün petrol ürünlerinin kanserojen olduğu unutulmamalı.
17 Mart 2014 Pazartesi
16 Mart 2014 Pazar
Makarna Şişmanlatmaz
Birçok kişi, makarnayı çok sevmesine rağmen, şişmanlatacağını sanarak, kendini bu zevkten mahrum eder. Aslında makarna sadece buğday ve sudan meydana gelen çok saf bir gıdadır. Türkiye'de üretilen makarnalarda, durum buğdayı kullanılmaktadır. Ülkemizde makarnanın undan yapılması yasaklanmıştır. Makarna yapımı için, bu özel buğday irmik haline getirilir, suyla karıştırılır ve şekil verilir. Bu buğday, ekmeklik buğdaydan çok farklıdır. Protein ve B vitamini oranı daha yüksektir. Üretiminde, ekmekte olduğu gibi, yüksek sıcaklıklar kullanılmaz ve besin kaybı düşüktür.
Makarna metabolizmada çabucak parçalanarak hızlı bir şekilde enerjiye dönüşür. Çok kalorili olmadığı için şişmanlatmaz, kolay hazmedilir, kolesterol riski yoktur, besleyicidir, doyurucu ve hem de vücut için gerekli bütün vitamin ve mineralleri bünyesinde barındıran bir besindir.
Makarnanın ana yemek olarak yenmesini sağlayan en büyük yardımcı sostur. Her çeşit şekline, kıvrımlarına göre farklı bir sosla yenmelidir. Sıvı yağ ile yapılmış, domatesli, salçalı, peynirli, yumurtalı, kremalı, yoğurtlu, etli ve kıymalı soslar kullanılır.
Makarna metabolizmada çabucak parçalanarak hızlı bir şekilde enerjiye dönüşür. Çok kalorili olmadığı için şişmanlatmaz, kolay hazmedilir, kolesterol riski yoktur, besleyicidir, doyurucu ve hem de vücut için gerekli bütün vitamin ve mineralleri bünyesinde barındıran bir besindir.
Makarnanın ana yemek olarak yenmesini sağlayan en büyük yardımcı sostur. Her çeşit şekline, kıvrımlarına göre farklı bir sosla yenmelidir. Sıvı yağ ile yapılmış, domatesli, salçalı, peynirli, yumurtalı, kremalı, yoğurtlu, etli ve kıymalı soslar kullanılır.
15 Mart 2014 Cumartesi
Mahkemelik Hayvanlar
- Avrupa'da çok oldukları ve ortalıkta serbestçe gezdikleri için, yargılanan hayvanlar arasında domuzların sayısı kabarıktır. 1864'te Slovenya'da bir çocuğun kulaklarını kemirip yiyen bir domuz idam edilmişti. Domuzun sahibi de, sakatlanan kıza, zamanı gelince koca bulabilmesi için, yeterli bir drahoma (başlık parası) vermek zorunda bırakılmıştı.
- 1712'de Avusturyalı bir memuru ısıran köpek, kolların ve boynun geçirilmesine mahsus delikleri olan işkence aletinde, bir yıl oturmaya mahkum edilmişti.
- 1314'te, Fransa'nın Moisy köyünde boynuzlarıyla bir adamın karnını deşen boğa, asılmıştı.
- İsviçre'de iki haydut, köpeklerinin yardımıyla bir yolcunun yolunu kesmişlerdi. Bu köpek adamı öldürmüştü. Suçlular yakalanıp yargılanınca, iki haydut müebbet hapse, köpek ise idama mahkum edildi.
- 864'te Almanya'daki bir mahkeme, bir adamı sokarak öldüren bir kovan dolusu arının dumanla boğulmasını karar altına almıştı.
- Hayvanların cezalandırıldığı veya mükafatlandırıldığı hallerde, babaların günahları veya meziyetleri sonraki kuşaklara miras kalmıştır. Mesela; şiddetle tıslayarak Galya'lıların baskınını haber vererek Roma'yı kurtaran kutsal kazların torunları, bu hizmetlerinden dolayı her yıl mükafatlandırılırlardı.
- 1494'de bir domuz, bir bebeğin ölümüne sebep olmak suçundan yargılanmış ve asılmak suretiyle idama mahkum olmuştu.
Alkol Hangi Organları Etkiler
Beyin: Beyinde hücre ölümü meydana geliyor. Bu da ileride hafıza kaybı, depresyon, bunama, halisünasyon görme gibi sonuçlar doğuruyor.
Sinir sistemi: Sinir uçlarında iltihaplanma, buna bağlı olarak hissizlik, uyuşma, titreme ve ağrılar olabiliyor.
Kalp ve damar sistemi: Hipertansiyon, kalp adalesinin büyümesi, kalpte büyüme, çarpıntı oluyor.
Gırtlak: Gırtlak kanserine, gırtlak damarlarında genişlemeye sebep oluyor.
Karaciğer: Önce yağlanma, alkolik hepatit ve siroz ortaya çıkıyor.
Mide-bağırsak: Mide dokusunu zedeleyerek gastrit ve ülsere sebep oluyor. İshal ve şişkinlik meydana getiriyor.
Deri; Karaciğerin tahribatına bağlı olarak kanın yapısı değişiyor. Ciltte lekeler, kızarıklıklar, kabarma, göz altında torbalar meydana geliyor.
Kemikler: Kandaki kalsiyum azaldığından kemiklerdeki kalsiyum kullanılıyor. Sonuçta kemikler zayıflıyor, daha çabuk kırılır hale geliyor.
Genital sistem: İktidarsızlık ve kısırlık meydana getiriyor.
Davranışlarda: Duygu ve davranışlarda abartıya kaçma, kas gücü hareketlerinde güçlük, koordinasyon eksikliği, kendini kaybetme, sorumsuz davranışlar, ayakta durmakta güçlük çekmek, alkol koması olabiliyor...
Sinir sistemi: Sinir uçlarında iltihaplanma, buna bağlı olarak hissizlik, uyuşma, titreme ve ağrılar olabiliyor.
Kalp ve damar sistemi: Hipertansiyon, kalp adalesinin büyümesi, kalpte büyüme, çarpıntı oluyor.
Gırtlak: Gırtlak kanserine, gırtlak damarlarında genişlemeye sebep oluyor.
Karaciğer: Önce yağlanma, alkolik hepatit ve siroz ortaya çıkıyor.
Mide-bağırsak: Mide dokusunu zedeleyerek gastrit ve ülsere sebep oluyor. İshal ve şişkinlik meydana getiriyor.
Deri; Karaciğerin tahribatına bağlı olarak kanın yapısı değişiyor. Ciltte lekeler, kızarıklıklar, kabarma, göz altında torbalar meydana geliyor.
Kemikler: Kandaki kalsiyum azaldığından kemiklerdeki kalsiyum kullanılıyor. Sonuçta kemikler zayıflıyor, daha çabuk kırılır hale geliyor.
Genital sistem: İktidarsızlık ve kısırlık meydana getiriyor.
Davranışlarda: Duygu ve davranışlarda abartıya kaçma, kas gücü hareketlerinde güçlük, koordinasyon eksikliği, kendini kaybetme, sorumsuz davranışlar, ayakta durmakta güçlük çekmek, alkol koması olabiliyor...
Cep Telefonunun Zararları
Sağlık Bakanlığı, cep telefonlarının insan sağlığına etkileri konusunda yapılan çok sayıda araştırmayı göz önünde bulundurarak, geçen yıl hazırladığı araştırmayı tamamladı.
Zararlarından kısaca korunma çareleri;
- Cep telefonları özellikle kalp, beyin, böbrek, karın gibi organlardan uzakta tutulmalı,
- Görüşmeler kısa tutulmalı,
- Uyurken en az 1 metre uzağa koymalı,
- Bebek odası, yatak odası ve çocuklardan uzak tutulmalı,
- Numara çevrildikten sonra, hat bağlanıncaya kadar vücuttan uzak tutulmalıdır,
- Araç kullanırken cep telefonu kullanılmamalı,
- Telefon baş bölgesinden uzak tutulmalı,
- Çocuklar ve hamileler cep telefonu kullanmamalıdır.
14 Mart 2014 Cuma
Depresyon
Yoğun ve yorucu çalışmalardan sonra insanın zihninde ağırlık meydana gelebilir. Unutkanlık, okuduğunu anlayamama, hayattan zevk alamama gibi şikayetler olabilir. Bunlar hafif bir depresyon geçirmenin işaretleridir. Bunun için tavsiyeler;
- Hava ve yer değişikliği iyi gelir,
- Neşeli insanlarla arkadaşlık edilir,
- Açık ve temiz havada gezilir,
- Hafif ve yorucu olmayan işler yapılır,
- Maneviyat yönü kuvvetlendirilir,
- Çok uyumak bedeni ve ruhu etkiler,
- Fazla yemek değil, az ve sık yenir,
- Devamlı olarak yalnız kalınmaz,
- Boş kalmak insanın sıkılmasına ve ruhi dengesinin bozulmasına sebep olur.
Yağ-Şeker-Su
İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Demirkol Özetle diyor ki:
- Ayçiçek yağı, mısır özü yağı, margarin veya endüstriyel tereyağı yediğimiz sürece hasta olmaya mahkumuz. İki tane iyi yağ var. Bir, sızma zeytinyağı; iki, %100 mera sütünden yapılmış tereyağı.
- Peki şeker bir besin maddesi midir? Değildir. İnsanın ihtiyacı olan glikozu da früktozu da vücut kendisi üretiyor. Şeker yediğimiz zaman sadece damak zevkimiz için yiyoruz.
- Gofret, bisküvi, kek...dışardan alacağımıza az şekerli bir keki evde yapalım ki, ambalajlı bir ürün sunmayalım çocuklarımıza.
- Karın tipi şişmanlık, eşittir şeker hastalığı, eşittir kalp hastalığı, eşittir kanser. Şekerden uzak duracağız. Nişasta da şekerdir.
- Netice olarak da şeker zaten zararlı, zarar görmeden günde tüketebileceğimiz şeker 30 gram kadardır. Bu da 8 kesme şeker yapar.
- Meyvenin fazlası da şişmanlatır ve zararlıdır.
- Musluk suyu için Allah aşkına. Paranız varsa arıtıcı kullanın. Musluk suyu İstanbul'da kullandığınız plastik şişedeki sudan (hangisi olursa olsun) 100 kat iyidir..
Film
İncir Reçeli
İNCİR REÇELİ
Yapım; AA FİLM YAPIM
Yönetmen; AYTAÇ AĞIRLAR
Oyuncular; SEZAİ PARACIKLIOĞLU, MELİKE GÜNER, SİNAN ÇALIŞKANOĞLU.
Yapım yılı; 2010 TÜRKİYE
Süre; 95dk
Türü; DRAM, ROMANTİK
Televizyon kanallarına skeç yazarak geçimini sağlayan Metin en büyük hayali, yazdığı senaryolardan birinin filme çekilmesidir ancak senaryoları yapımcılar tarafından sürekli geri çevrilen Metin yine umudunun kırıldığı bir akşam gittiği bir barda Duygu ile karşılaşır Metin. Metin ayakta duramayacak kadar sarhoş olan bu kıza evini aça, ertesi sabah uyandığında kısacık bir not bırakan Duygu çoktan gitmiştir.
Günler sonra aynı barda tekrar karşılaşırlar. Duygu yine Metin'e misafir olur. Bu günden sonra Duygu sık sık Metin'de kalır. Metin adından başka hakkında hiçbir şey bilmediği bu kıza aşık olmuştur. Duygu istediği zaman gelip Metin'de kalmakta, çoğu zaman da haber bile vermeden sadece notlar bırakarak ortadan kaybolmaktadır. Metin telefon numarasını bile bilmediği Duygu'nun hayatındaki sırrı merak eder ve bir gün onu takip eder. Bu takibin sonunda öğrendikleri, ölümsüz bir metropol aşkının başlangıcı olacaktır...
"Hiç yadırgamadım yüzünü, inan çok tanıdık...
Gönlüme hoş geldin sevdiğim,
kusura bakma ortalık biraz dağınık..."
İNCİR REÇELİ
Yapım; AA FİLM YAPIM
Yönetmen; AYTAÇ AĞIRLAR
Oyuncular; SEZAİ PARACIKLIOĞLU, MELİKE GÜNER, SİNAN ÇALIŞKANOĞLU.
Yapım yılı; 2010 TÜRKİYE
Süre; 95dk
Türü; DRAM, ROMANTİK
Televizyon kanallarına skeç yazarak geçimini sağlayan Metin en büyük hayali, yazdığı senaryolardan birinin filme çekilmesidir ancak senaryoları yapımcılar tarafından sürekli geri çevrilen Metin yine umudunun kırıldığı bir akşam gittiği bir barda Duygu ile karşılaşır Metin. Metin ayakta duramayacak kadar sarhoş olan bu kıza evini aça, ertesi sabah uyandığında kısacık bir not bırakan Duygu çoktan gitmiştir.
Günler sonra aynı barda tekrar karşılaşırlar. Duygu yine Metin'e misafir olur. Bu günden sonra Duygu sık sık Metin'de kalır. Metin adından başka hakkında hiçbir şey bilmediği bu kıza aşık olmuştur. Duygu istediği zaman gelip Metin'de kalmakta, çoğu zaman da haber bile vermeden sadece notlar bırakarak ortadan kaybolmaktadır. Metin telefon numarasını bile bilmediği Duygu'nun hayatındaki sırrı merak eder ve bir gün onu takip eder. Bu takibin sonunda öğrendikleri, ölümsüz bir metropol aşkının başlangıcı olacaktır...
"Hiç yadırgamadım yüzünü, inan çok tanıdık...
Gönlüme hoş geldin sevdiğim,
kusura bakma ortalık biraz dağınık..."
Kitap
Şahika & Feraye
Yazar; Sinan Akyüz
Sayfa sayısı; 536
Yayınevi; Alfa Yayıncılık
"Abla."
"Efendim."
"Biliyor musun?"
"Neyi?"
"Senin kaderin benimkini de yazmış…"
Savrulan Hayatların Hikâyesi,
1900'lü yılların başı, Biga…
Savaştan yorgun düşmüş bir millet, bir çiftlik ve zengin bir aile. Bir yemin ve o yeminle vicdanı arasında sıkışıp kalmış bir baba... Gün gelir kader zarını atar ve hayatlar savrulur dört bir tarafa.
İncir Kuşları, Piruze - Şam'da Bir Türk Gelin, İki Kişilik Yalnızlık gibi çok okunan kitapların yazarı Sinan Akyüz'ün kaleminden genç yaşta Ürdün'e gelin giden iki kız kardeşin gerçek yaşam öyküsünü soluk soluğa okuyacaksınız.
Bu romanı elinizden bırakamayacaksınız… Tarih, kader ve aşkın mükemmel bir karışımı…
Yazar; Sinan Akyüz
Sayfa sayısı; 536
Yayınevi; Alfa Yayıncılık
"Abla."
"Efendim."
"Biliyor musun?"
"Neyi?"
"Senin kaderin benimkini de yazmış…"
Savrulan Hayatların Hikâyesi,
1900'lü yılların başı, Biga…
Savaştan yorgun düşmüş bir millet, bir çiftlik ve zengin bir aile. Bir yemin ve o yeminle vicdanı arasında sıkışıp kalmış bir baba... Gün gelir kader zarını atar ve hayatlar savrulur dört bir tarafa.
İncir Kuşları, Piruze - Şam'da Bir Türk Gelin, İki Kişilik Yalnızlık gibi çok okunan kitapların yazarı Sinan Akyüz'ün kaleminden genç yaşta Ürdün'e gelin giden iki kız kardeşin gerçek yaşam öyküsünü soluk soluğa okuyacaksınız.
Bu romanı elinizden bırakamayacaksınız… Tarih, kader ve aşkın mükemmel bir karışımı…
İpek Böceği ve Koza
Familyası; İpek böceğigiller.
Yaşadığı yerler; Evcil olarak, evlerde dut yaprakları üstünde beslenir.
Özellikler; Tırtılı dut yaprağı yer ve ipek kozasını yapar. Bir koza 800-1.500 metre uzunluğa varan bir tek ipek telinden örülür.
Ömrü; 2-3 ay
Çeşitleri; Tek evcil türdür.
Örümcek nasıl ağının tellerini salgılarsa, ipekböceği de uzunluğu 800 ile 1.500 m arasında değişen sağlam ve yumuşacık bir iplik salgılar. Bu iplikçik yumak biçimindeki kozayı meydana getirir. İpekböceği denilen tırtıl bu kozanın içinde kalarak (krizalit) başkalaşma geçirir.
İPEKBÖCEĞİ VE ÜRETİMİ
İpekböceği dut kelebeğinin (bombyx mori) tırtılıdır. Bu tırtıl dut ağacının yapraklarıyla beslenir. Dut kelebeği krem renginde orta boy bir kelebektir. Kanat açıklığı 4 cm kadardır. Kanatlarının üzerinde 2-3 tane koyu çizgi bulunur. Vatanı Güney Asya'dır. Çin'de, Güney Avrupa'da ve Türkiye'de evlerde beslenir ve ördüğü kozadan doğal ipek elde edilir. Dişi kelebek doğada serbest yaşıyorsa ağaçların gövdesine 300-500 yumurta bırakır. Evde besleniyorsa, beslendiği yere yumurtlar. Yumurtalar haşhaş tanesi iriliğinde, yani 1-1.5mm büyüklüğündedir. Önce saman sarısı renktedir, sonra grimsi bir renk alır. Yumurtalar döllenmeden de açılabilir. Yumurtalar kışın özel koruma yerlerinde belirli nem ve sıcaklık koşullarında saklanır (-2, -4 derece ). Tohumlar küçük tülbentler içinde delikli mukavva kutulara konur.
İlkbahar başlarında, ipekböceğinin tek besini olan dut yaprakları gelişmeye başlayınca yumurtalar böcekhanelere alınarak kuluçkalanır. Böcekhaneler dezenfekte edilmiş sıradan odalar ya da ışık gören küçük kutulardır. Temiz kağıtlar üzere yayılan yumurtalardan 12 ila 15 gün sonra 3 mm boyunda çok tüylü birer tırtıl çıkar. Tırtıllar her gün taze dut yapraklarıyla beslenir.
Tırtıllar, yani ipekböcekleri art arda dört defa deri değiştirir. Dördüncü ve sonuncu deri değiştirmeden sonra uzunluğu 8 cm'ye ulaşır. Derisi hafifçe griye çalan beyaz renkte olur. Bu dönem ipekböceğinin en obur olduğu dönemdir. Bir de her deri değişimi arasında ipekböceği bir çeşit açlık nöbetine tutulur, durmadan yaprak yer.
İpekböceği oldukça obur bir tırtıldır; düzenli ve devamlı olarak, taze dut yapraklarıyla beslenmesi gerekir. Bu yüzden de ipekçilik daha çok dut ağaçlarının bol olduğu çevrelerde gelişmiştir
İpekböceği ipek salgılamaya hazır olduğunda iştahı kesilir. Artık koza örecek demektir. Buna "askıya çıkma" zamanı denir. Bunun için kutulara, sapı aşağıya, dalları yukarıya gelecek biçimde kuru meşe, funda ve benzeri çalılar, dallar yerleştirilir.
Böceğe zarar vermemesi için bu askıların iyice kuru olması gerekir. Böcekler bunların üzerine tırmanır. Önce birkaç tel ipek salgılayarak kendini dalın uygun bir yerinde askıya alır, ondan sonra çevresinde koza örmeye koyulur. Kozayı dıştan içe doğru ördüğünden sonunda kendisi de içinde kalır. Koza örme ortalama 3 gün sürer. Bu süre içinde iplik bezlerinden çıkardığı ipek salgısının uzunluğu 1.500 m'yi bulur.
Kozasına kapanan ipekböceği müdahale edilmezse krizalit dönemini tamamlayıp kelebeğe dönüşür. Kozayı delip çıkan kelebek gelecek yeni bir mevsim için yumurtlamaya koyulur. İnsanlar tohum elde etmek için kozalardan uygun bir kısmını bu iş için ayırır.
Geri kalan kısmı ısıl işlemden geçirilir. Yani kozaların içindeki krizalitler gelişimlerini tamamlayıp kelebek haline gelmesinler ve kozayı delip çıkmasınlar diye kozanın içinde fırınlanıp öldürülür. Bu işleme "boğma" denir. Bu işlem yapılmazsa sağlam ipek elde edilemez. Kozalar delik olacağından iplikler sakatlanır, kısa kısa olur, bir işe yaramaz. Canlı kozalar 80 derece sıcaklıkta tutulduktan sonra krizalitler ölür, koza kurur. Sıcak suya daldırılan kozalar yumuşar, ipek uçları yakalanarak iplikler çekilmeye başlanır. Elde edilen bu ipeğe "ham ipek" denir.
Yaşadığı yerler; Evcil olarak, evlerde dut yaprakları üstünde beslenir.
Özellikler; Tırtılı dut yaprağı yer ve ipek kozasını yapar. Bir koza 800-1.500 metre uzunluğa varan bir tek ipek telinden örülür.
Ömrü; 2-3 ay
Çeşitleri; Tek evcil türdür.
Örümcek nasıl ağının tellerini salgılarsa, ipekböceği de uzunluğu 800 ile 1.500 m arasında değişen sağlam ve yumuşacık bir iplik salgılar. Bu iplikçik yumak biçimindeki kozayı meydana getirir. İpekböceği denilen tırtıl bu kozanın içinde kalarak (krizalit) başkalaşma geçirir.
İPEKBÖCEĞİ VE ÜRETİMİ
İpekböceği dut kelebeğinin (bombyx mori) tırtılıdır. Bu tırtıl dut ağacının yapraklarıyla beslenir. Dut kelebeği krem renginde orta boy bir kelebektir. Kanat açıklığı 4 cm kadardır. Kanatlarının üzerinde 2-3 tane koyu çizgi bulunur. Vatanı Güney Asya'dır. Çin'de, Güney Avrupa'da ve Türkiye'de evlerde beslenir ve ördüğü kozadan doğal ipek elde edilir. Dişi kelebek doğada serbest yaşıyorsa ağaçların gövdesine 300-500 yumurta bırakır. Evde besleniyorsa, beslendiği yere yumurtlar. Yumurtalar haşhaş tanesi iriliğinde, yani 1-1.5mm büyüklüğündedir. Önce saman sarısı renktedir, sonra grimsi bir renk alır. Yumurtalar döllenmeden de açılabilir. Yumurtalar kışın özel koruma yerlerinde belirli nem ve sıcaklık koşullarında saklanır (-2, -4 derece ). Tohumlar küçük tülbentler içinde delikli mukavva kutulara konur.
İlkbahar başlarında, ipekböceğinin tek besini olan dut yaprakları gelişmeye başlayınca yumurtalar böcekhanelere alınarak kuluçkalanır. Böcekhaneler dezenfekte edilmiş sıradan odalar ya da ışık gören küçük kutulardır. Temiz kağıtlar üzere yayılan yumurtalardan 12 ila 15 gün sonra 3 mm boyunda çok tüylü birer tırtıl çıkar. Tırtıllar her gün taze dut yapraklarıyla beslenir.
Tırtıllar, yani ipekböcekleri art arda dört defa deri değiştirir. Dördüncü ve sonuncu deri değiştirmeden sonra uzunluğu 8 cm'ye ulaşır. Derisi hafifçe griye çalan beyaz renkte olur. Bu dönem ipekböceğinin en obur olduğu dönemdir. Bir de her deri değişimi arasında ipekböceği bir çeşit açlık nöbetine tutulur, durmadan yaprak yer.
İpekböceği oldukça obur bir tırtıldır; düzenli ve devamlı olarak, taze dut yapraklarıyla beslenmesi gerekir. Bu yüzden de ipekçilik daha çok dut ağaçlarının bol olduğu çevrelerde gelişmiştir
İpekböceği ipek salgılamaya hazır olduğunda iştahı kesilir. Artık koza örecek demektir. Buna "askıya çıkma" zamanı denir. Bunun için kutulara, sapı aşağıya, dalları yukarıya gelecek biçimde kuru meşe, funda ve benzeri çalılar, dallar yerleştirilir.
Böceğe zarar vermemesi için bu askıların iyice kuru olması gerekir. Böcekler bunların üzerine tırmanır. Önce birkaç tel ipek salgılayarak kendini dalın uygun bir yerinde askıya alır, ondan sonra çevresinde koza örmeye koyulur. Kozayı dıştan içe doğru ördüğünden sonunda kendisi de içinde kalır. Koza örme ortalama 3 gün sürer. Bu süre içinde iplik bezlerinden çıkardığı ipek salgısının uzunluğu 1.500 m'yi bulur.
Kozasına kapanan ipekböceği müdahale edilmezse krizalit dönemini tamamlayıp kelebeğe dönüşür. Kozayı delip çıkan kelebek gelecek yeni bir mevsim için yumurtlamaya koyulur. İnsanlar tohum elde etmek için kozalardan uygun bir kısmını bu iş için ayırır.
Geri kalan kısmı ısıl işlemden geçirilir. Yani kozaların içindeki krizalitler gelişimlerini tamamlayıp kelebek haline gelmesinler ve kozayı delip çıkmasınlar diye kozanın içinde fırınlanıp öldürülür. Bu işleme "boğma" denir. Bu işlem yapılmazsa sağlam ipek elde edilemez. Kozalar delik olacağından iplikler sakatlanır, kısa kısa olur, bir işe yaramaz. Canlı kozalar 80 derece sıcaklıkta tutulduktan sonra krizalitler ölür, koza kurur. Sıcak suya daldırılan kozalar yumuşar, ipek uçları yakalanarak iplikler çekilmeye başlanır. Elde edilen bu ipeğe "ham ipek" denir.
Kitap
Kardeşimin Hikayesi
Yakın bir zamanda okuduğum, beğendiğim ve tavsiye edebileceğim çok güzel bir kitap...
Kardeşimin Hikayesi / Zülfü Livaneli
Yakın bir zamanda okuduğum, beğendiğim ve tavsiye edebileceğim çok güzel bir kitap...
Kardeşimin Hikayesi / Zülfü Livaneli
Sakin bir balıkçı köyünde genç bir kadının cinayete kurban gitmesiyle başlar her şey. Dünyadan elini eteğini çekmiş emekli inşaat mühendisiyle genç, güzel ve meraklı gazeteci kızın tanışmasına da bu cinayet vesile olur. Kurguyla gerçeğin karıştığı, duyguların en karanlık, en kuytu bölgelerine girildiği hikaye, daha doğrusu hikaye içinde hikaye de böylece başlar. Modern bir Binbir Gece Masalının kapıları aralanır. Ancak bu kez Şehrazad erkektir.
Kardeşimin Hikayesi aşkın mutlulukta ulaşılacak son nokta olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye davet eden, aşka, aşkın karmaşıklığına ve tehlikelerine dair nefes kesen bir roman. Her sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku ile kesinliğin sınırlarında dolaşacaksınız.
Mantıksız gibi geliyor ama o sabah uyandığımda tuhaf bir haber alacağımı biliyordum.
Karadenizin lacivert dalgalarıyla baş başa kalmış olan bu ıssız köyde geçen her gün birbirinin aynısı olduğu için burada insanların heyecanla konuşacağı olaylara pek sık rastlanmazdı. O günün de ötekiler gibi sessizce akıp gitmesi gerekirdi ama galiba başka şeyler olacaktı. O mahmur sabah saatlerinde bir cinayet haberi alacağımı bilmiyordum elbette ama bir haber gelecekti. Daha yataktan çıkmamıştım, gözlerim kapalıydı, arkalarında fosforlu çizgiler bırakarak yıldırım hızıyla hareket eden mor tavşanları izliyordum.
Kardeşimin Hikayesi aşkın mutlulukta ulaşılacak son nokta olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye davet eden, aşka, aşkın karmaşıklığına ve tehlikelerine dair nefes kesen bir roman. Her sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku ile kesinliğin sınırlarında dolaşacaksınız.
Mantıksız gibi geliyor ama o sabah uyandığımda tuhaf bir haber alacağımı biliyordum.
Karadenizin lacivert dalgalarıyla baş başa kalmış olan bu ıssız köyde geçen her gün birbirinin aynısı olduğu için burada insanların heyecanla konuşacağı olaylara pek sık rastlanmazdı. O günün de ötekiler gibi sessizce akıp gitmesi gerekirdi ama galiba başka şeyler olacaktı. O mahmur sabah saatlerinde bir cinayet haberi alacağımı bilmiyordum elbette ama bir haber gelecekti. Daha yataktan çıkmamıştım, gözlerim kapalıydı, arkalarında fosforlu çizgiler bırakarak yıldırım hızıyla hareket eden mor tavşanları izliyordum.
Film
İzleyip beğendiğim, önerebileceğim çok güzel bir film;
Yapım yılı; 2008
Film Türkçe adı; Ghajini
Film süresi; 183 dakika
Film dili; Hintçe, Urdu
Ülkesi; Hindistan
Ödülleri; 2009 yılında 23 ödülden 7'sini kazanmış, kalan 16 ödülde ise aday olarak gösterilmiştir. Uluslararası Hint Film Akademisi Ödülleri'nde En İyi Aksiyon, En İyi Ses Kaydı gibi ödülleri almayı hak etmiştir.
Oyuncular; Aamir Khan, Asin Thottumkal, Jiah Khan
Film Özeti;
Kalpana küçük bir reklam filminde oyunculuk yapıyordur. Sanjay (Aamir Khan) ise amerikada eğitimini tamamlamış ve babasından kalan Air Voice şirketinin başına geçmiştir. Sanjay'ın reklam afişi için belirlediği evde Kalpana kalmaktadır. Sanjay'in adamları Kalpana ile görüşmeye giderler, fakat Kalpana'nın iş yerinde ki arkadaşları Sanjay'ın ona aşık olduğunu sanarlar. Ve bundan sonra Kalpana ile Sanjay'ın maceraları başlar. Birbirlerine aşık olurlar. İkili iş gerekçesi ile farklı yerlere çalışmaya giderler ama bir daha birbirlerini göremezler. Bunun sebebi olan kişi ise GHAJİNİ'dir. Bundan sonrası hayatta kalan, hafızasını kaybeden ve 15 dakikada bir her şeyi unutan Sanjay'ın intikamıdır...
Film Türkçe adı; Ghajini
Film süresi; 183 dakika
Film dili; Hintçe, Urdu
Ülkesi; Hindistan
Ödülleri; 2009 yılında 23 ödülden 7'sini kazanmış, kalan 16 ödülde ise aday olarak gösterilmiştir. Uluslararası Hint Film Akademisi Ödülleri'nde En İyi Aksiyon, En İyi Ses Kaydı gibi ödülleri almayı hak etmiştir.
Oyuncular; Aamir Khan, Asin Thottumkal, Jiah Khan
Film Özeti;
Kalpana küçük bir reklam filminde oyunculuk yapıyordur. Sanjay (Aamir Khan) ise amerikada eğitimini tamamlamış ve babasından kalan Air Voice şirketinin başına geçmiştir. Sanjay'ın reklam afişi için belirlediği evde Kalpana kalmaktadır. Sanjay'in adamları Kalpana ile görüşmeye giderler, fakat Kalpana'nın iş yerinde ki arkadaşları Sanjay'ın ona aşık olduğunu sanarlar. Ve bundan sonra Kalpana ile Sanjay'ın maceraları başlar. Birbirlerine aşık olurlar. İkili iş gerekçesi ile farklı yerlere çalışmaya giderler ama bir daha birbirlerini göremezler. Bunun sebebi olan kişi ise GHAJİNİ'dir. Bundan sonrası hayatta kalan, hafızasını kaybeden ve 15 dakikada bir her şeyi unutan Sanjay'ın intikamıdır...
13 Mart 2014 Perşembe
Pratik Makarna
Malzemeler;
- 1 paket makarna
- 3 çorba kaşığı zeytinyağı
- 250gr az yağlı kıyma
- 1 adet domates
- Yarım kaşık biber salçası
- Yarım kaşık domates salçası
- Tuz, Karabiber
- 1 paket hellim peyniri (rendelenmiş)
Yapılışı;
Genişçe bir tencereye zeytinyağı ve kıymanızı ekleyin. Kıymanız yarı pişmiş olana kadar karıştırarak kavurun. 2 dakika sonra domatesi de ekleyin (kabuksuz ve yemeklik doğranmış olacak). Domatesler suyunu salıp iyice pişince içine salça, isteğe göre tuzu ve karabiberi de ekleyip 3-4 dakika daha pişirin. Tüm malzemeler iyice pişince içine kaynar su ekleyin (makarnanın pişebileceği kadar su, az gelirse sonradan ilave edilebilir). 5 dakika daha bekledikten sonra tencerenize makarnayı da ilave edin ve iç malzemesiyle birlikte haşlayın. Eğer suyunuz az gelirse pişirme sırasında üstüne sıcak su ekleyebilirsiniz. Eğer su fazla geldiyse makarnanız tam pişmeden ocaktan alın ve kapağını kapatıp 10-15 dakika dinlendirin. Kendi suyunu çekecektir. Makarnanız tam piştikten sonra geniş bir servis tabağına alın ve üzerine rendelenmiş hellim peynirini ekleyin. Afiyet olsun...
Genişçe bir tencereye zeytinyağı ve kıymanızı ekleyin. Kıymanız yarı pişmiş olana kadar karıştırarak kavurun. 2 dakika sonra domatesi de ekleyin (kabuksuz ve yemeklik doğranmış olacak). Domatesler suyunu salıp iyice pişince içine salça, isteğe göre tuzu ve karabiberi de ekleyip 3-4 dakika daha pişirin. Tüm malzemeler iyice pişince içine kaynar su ekleyin (makarnanın pişebileceği kadar su, az gelirse sonradan ilave edilebilir). 5 dakika daha bekledikten sonra tencerenize makarnayı da ilave edin ve iç malzemesiyle birlikte haşlayın. Eğer suyunuz az gelirse pişirme sırasında üstüne sıcak su ekleyebilirsiniz. Eğer su fazla geldiyse makarnanız tam pişmeden ocaktan alın ve kapağını kapatıp 10-15 dakika dinlendirin. Kendi suyunu çekecektir. Makarnanız tam piştikten sonra geniş bir servis tabağına alın ve üzerine rendelenmiş hellim peynirini ekleyin. Afiyet olsun...
Enginar Sapı Kızartması
Malzemeler;
- Kızartmak için sıvı yağ
- 3 adet orta boy patates
- 5 adet enginar sapı
Yapılışı;
Öncelikle enginarlarınızın saplarını ayırıp sıyırma yöntemi ile soymalısınız. Bunu yaptıktan sonra yarım saat sapları suda bekletin. Sapları bekletirken patatesinizi küp şeklinde doğrayabilirsiniz.
Saplar ve patates hazır olunca, kızartma tavasına sıvıyağı ekliyoruz (1 kahve fincanı kadar). Yağınız ısındıktan sonra içine doğradığınız patatesleri de ekleyin. Hafif kızardıktan sonra (3-4 dakika gibi), içine istediğiniz şekilde doğradığınız enginar saplarını katın ve ikisini birlikte tam pişene kadar kızartın. Kızaran patatesleri ve sapları kevgir ile tavanın içinden alarak kağıt havlu serili bir kaba alıp fazla yağlarının emilmesini sağlayın, sıcakken tuzlayıp servis edin...
*İsteğe göre ocaktan almadan önce içine 1-2 adet yumurtada eklenip kızartılabilir.
Öncelikle enginarlarınızın saplarını ayırıp sıyırma yöntemi ile soymalısınız. Bunu yaptıktan sonra yarım saat sapları suda bekletin. Sapları bekletirken patatesinizi küp şeklinde doğrayabilirsiniz.
Saplar ve patates hazır olunca, kızartma tavasına sıvıyağı ekliyoruz (1 kahve fincanı kadar). Yağınız ısındıktan sonra içine doğradığınız patatesleri de ekleyin. Hafif kızardıktan sonra (3-4 dakika gibi), içine istediğiniz şekilde doğradığınız enginar saplarını katın ve ikisini birlikte tam pişene kadar kızartın. Kızaran patatesleri ve sapları kevgir ile tavanın içinden alarak kağıt havlu serili bir kaba alıp fazla yağlarının emilmesini sağlayın, sıcakken tuzlayıp servis edin...
*İsteğe göre ocaktan almadan önce içine 1-2 adet yumurtada eklenip kızartılabilir.
Haşhaşlı Revani Tatlısı
Malzemeler:
Revani için;
Şerbet için;
Puding için;
Revani için;
- 3 Yumurta
- 1 su bardağı şeker
- 1 su bardağı süt
- 1 su bardağı sıvıyağ
- 1 su bardağı haşhaş tohumu
- 1 su bardağı kek un
- 1.5 su bardağı irmik
- 1 paket vanilya
- 1 paket hamur kabartma tozu
Şerbet için;
- 4 su bardağı su
- 3 su bardağı şeker
Puding için;
- 3 su bardağı süt
- 7 çorba kaşığı şeker
- 3 çorba kaşığı un (kek un)
- 1 adet limonun kabuğu (rendelenmiş)
- 1 paket vanilya
Şerbeti için 4 bardak suyu ocakta tencerenin içinde kaynatın. Su kaynadıktan sonra altını kapatın ve içine şekeri ekleyin. Şeker tamamen eriyene kadar şerbeti karıştırın. ilk sıcaklığının geçmesini bekleyin ve revani pişene kadar buzdolabına koyun.
Derin bir kabın içine yumurta ve şekeri ekleyin. Köpük köpük olana kadar çırpın. Ardından süt, sıvıyağ, vanilya ve kabartma tozunu ilave edin. İyice çırptıktan sonra haşhaş, irmik ve unu da ekleyip 3-4 dakika daha karıştırın ve yağlanmış tepsiye dökün. Önceden ısıtılmış 170 derece fırında pişirin.
Üstü iyice kızarınca fırından çıkarın ve üzerine şerbeti dökün. Revani sıcak, şerbet soğuk olmalı.
Puding için süt ve şekeri tencerede kısık ateşte eritin, ardından vanilya, limon kabuğu ve unu ekleyin ve ara vermeden karıştırın. Kaynamaya başlayınca altını iyice kısın ve 2 dakika daha karıştırıp ocaktan alın. Soğumaya bırakmadan revaninin üzerine dökün...
* Revaniyi puding yerine krem şanti ile de yapabilirsiniz.
Derin bir kabın içine yumurta ve şekeri ekleyin. Köpük köpük olana kadar çırpın. Ardından süt, sıvıyağ, vanilya ve kabartma tozunu ilave edin. İyice çırptıktan sonra haşhaş, irmik ve unu da ekleyip 3-4 dakika daha karıştırın ve yağlanmış tepsiye dökün. Önceden ısıtılmış 170 derece fırında pişirin.
Üstü iyice kızarınca fırından çıkarın ve üzerine şerbeti dökün. Revani sıcak, şerbet soğuk olmalı.
Puding için süt ve şekeri tencerede kısık ateşte eritin, ardından vanilya, limon kabuğu ve unu ekleyin ve ara vermeden karıştırın. Kaynamaya başlayınca altını iyice kısın ve 2 dakika daha karıştırıp ocaktan alın. Soğumaya bırakmadan revaninin üzerine dökün...
* Revaniyi puding yerine krem şanti ile de yapabilirsiniz.
Kuşkonmaz'ın Faydaları
Sağlık açısından birçok yararı olan kuşkonmaz akdeniz ikliminde yetişen en değerli bitkiler arasındadır. Ayrelli ve asparagus olarak da adlandırılır. Ülkemizde doğanın bize sunduğu en büyük nimetlerindendir. Ocak ayından itibaren nisan, mayıs ayına kadar ovalarda bulabildiğimiz dikenli bir sebze türüdür. Kuşkonmaz, kalorisi düşük, besin değeri yüksek, cilde canlılık veren ve antioksidan içeriğinden zengin olan bu mucizevi bitkinin yararları vardır.
Yararları saymakla bitmez Kuşkonmaz güçlü bir idrar sökücüdür. Vücutta bulunan fazla sıvının atılmasına yardımcı olur. Ayrıca böbrekleri temizleme özelliğine sahiptir. Güçlü bir antioksidan deposudur. Bu özelliği nedeniyle hücre tahribatlarına karşı koruyucudur. Ayrıca vücudun zararlı maddelerden arınmasını sağlar. Ayrelli lif açısından zengindir. Sindirimi kolaylaştırır. Kalorisi düşük olan kuşkonmaz 100 gramında sadece 25 kalori bulunmaktadır. A vitamini, C vitamini ve B6 vitaminleri ile folik asit, fosfor ve potasyum gibi mineraller bakımından oldukça zengindir. İçeriğinde bulunan yüksek folik asit sayesinde kalp hastalıkları riskini önemli ölçüde azaltır. Bir porsiyon kuşkonmaz da günlük folik asit ihtiyacının yüzde 66'sı bulunmaktadır.
Kuşkonmaz, inulin isimli özel bir karbonhidrat çeşidi içerir. Bu karbonhidrat kalın bağırsakta bulunan sağlığa yararlı bakteriler tarafından sindirilir. Beslenmemizde yeterli miktarda inulin bulunursa bu iyi bakterilerin gelişimi ve aktivitesi artar, bu da zararlı bakterilerin bağırsaklarımızda tutunmasını zorlaştırır.
Böbrek sorunu veya gut problemleri olan kişiler kuşkonmaz tüketirken dikkatli olmalıdır. Kuşkonmaz gibi pürin içeren yiyecek tüketimlerini kısıtlamaları veya kesmeleri gerekir. Pürinden çabuk etkilenen kişilerin bu maddeyi çok almaları vücutta fazla ürik asit birikimine yol açar.
Kuşkonmaz, inulin isimli özel bir karbonhidrat çeşidi içerir. Bu karbonhidrat kalın bağırsakta bulunan sağlığa yararlı bakteriler tarafından sindirilir. Beslenmemizde yeterli miktarda inulin bulunursa bu iyi bakterilerin gelişimi ve aktivitesi artar, bu da zararlı bakterilerin bağırsaklarımızda tutunmasını zorlaştırır.
Böbrek sorunu veya gut problemleri olan kişiler kuşkonmaz tüketirken dikkatli olmalıdır. Kuşkonmaz gibi pürin içeren yiyecek tüketimlerini kısıtlamaları veya kesmeleri gerekir. Pürinden çabuk etkilenen kişilerin bu maddeyi çok almaları vücutta fazla ürik asit birikimine yol açar.
Şekerin Zararları
Mantarlı Kuşkonmaz (Ayrelli) Tarifi
Malzemeler;
- 1 demet taze kuşkonmaz
- 5-6 adet iri mantar
- 2 adet soğan
- 3 yumurta
- 1 kahve fincanı sıvıyağ
- Tuz, pulbiber (isteğe göre)
- Yarım limon suyu (isteğe göre)
Yapılışı;
Kuşkonmazlar sapı boyunca ucundan 3-4cm küçük parçalar şeklinde koparılır. Kolayca kırılan yerine kadar devam edilir böylece en taze kısımları alınmış olur. Taze kısımları temizlenmiş olan kuşkonmazlar iyice yıkandıktan sonra 10dk sirkeli suda bekletilir. Kızartmadan 5dk önce suyu süzülsün diye süzgece alınır.
Kızartmak için tavanın içine yağı ve 1 çay kaşığı tuzu ekliyoruz. Biraz ısınan yağa yemeklik doğranmış soğanı katıyoruz. Soğanlar hafif kızarınca kuşkonmazı, 1 çay kaşığı pulbiberi ve yemeklik doğranmış mantarları da ekliyoruz ve tüm malzemeler suyunu bırakıp tekrar çekene kadar kızartıyoruz.
İyice kızaran malzemeye yumurtaları kırıyoruz ve pişene kadar durmadan karıştırıyoruz.
Yemeğiniz piştikten sonra isteğe göre sıcakken üzerine limon suyu ekleyebilirsiniz.
Afiyet olsun....
Kuşkonmazlar sapı boyunca ucundan 3-4cm küçük parçalar şeklinde koparılır. Kolayca kırılan yerine kadar devam edilir böylece en taze kısımları alınmış olur. Taze kısımları temizlenmiş olan kuşkonmazlar iyice yıkandıktan sonra 10dk sirkeli suda bekletilir. Kızartmadan 5dk önce suyu süzülsün diye süzgece alınır.
Kızartmak için tavanın içine yağı ve 1 çay kaşığı tuzu ekliyoruz. Biraz ısınan yağa yemeklik doğranmış soğanı katıyoruz. Soğanlar hafif kızarınca kuşkonmazı, 1 çay kaşığı pulbiberi ve yemeklik doğranmış mantarları da ekliyoruz ve tüm malzemeler suyunu bırakıp tekrar çekene kadar kızartıyoruz.
İyice kızaran malzemeye yumurtaları kırıyoruz ve pişene kadar durmadan karıştırıyoruz.
Yemeğiniz piştikten sonra isteğe göre sıcakken üzerine limon suyu ekleyebilirsiniz.
Afiyet olsun....
Pirinç Unlu Muhallebi Tarifi
Malzemeler;
- 1lt süt
- Yarım su bardağı şeker
- 8 çorba kaşığı pirinç unu
Yapılışı;
Sütü ve şekeri tencerede, orta ateşte, şeker eriyene kadar karıştırıyoruz. Şeker eridikten sonra 8 kaşık pirinç ununu ekliyoruz ve tahta kaşıkla durmadan karıştırıyoruz. Muhallebi kıvamına gelince (fazla katı olmadan, çünkü soğuyunca kıvamı artacak ve daha katı olacaktır) ocağın altını kapatıp kaselere aktarın..
(bebeğiniz varsa inek sütü yerine anne sütü kullanarak bu tarifi yapabilirsiniz, ayrıca ayına göre taze ve kuru meyvelerle tatlandırabilirsiniz).
Sütü ve şekeri tencerede, orta ateşte, şeker eriyene kadar karıştırıyoruz. Şeker eridikten sonra 8 kaşık pirinç ununu ekliyoruz ve tahta kaşıkla durmadan karıştırıyoruz. Muhallebi kıvamına gelince (fazla katı olmadan, çünkü soğuyunca kıvamı artacak ve daha katı olacaktır) ocağın altını kapatıp kaselere aktarın..
(bebeğiniz varsa inek sütü yerine anne sütü kullanarak bu tarifi yapabilirsiniz, ayrıca ayına göre taze ve kuru meyvelerle tatlandırabilirsiniz).
Bebek Şekerleri
Süslü Bebek Şekeri Kesesi Pembe/Mavi
90krş
90krş
Bebek Şeker Kutusu Mavi
60krş
Keseli Şeker Bisikleti Pembe/Mavi
1.85 TL
Pembe Elbise Şekerlik
1.80 TL
Elyaf Şekerlik
1.65 TL
Beşik Keseli Şekerlik
1.70 TL
Keçe Şekerlik
1.50 TL
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)